Risk Faktörleri ve Korunma
Son yıllarda tedavisi tam olmayan bu hastalıktan korunma, güncel bir konu olmuştur. Korunma tedaviden her zaman daha ucuzdur. Alzheimer gibi kronik bir hastalıktan korunma, bilinen risk faktörlerinin erkenden düzenlenmesine bağlıdır. Kimlerin demansa yakalanacağı erkenden bilinirse veya yüksek risk taşıdığı ortaya konursa,
risk faktörlerine yönelik yaşam tarzının düzenlenmesi, birlikte bulunan hastalıkların erken tedavisi, hastalığı önlemede etkili stratejiyi oluşturur.
RİSK FAKTÖRLERİ
Yaşlanma ve ailede Alzheimer hastası bulunması iki mühim risk faktörüdür. Genetik, Alzheimer’da önemlidir. Bir kolesterol taşıyıcı protein olan Apolipoprotein (APOE)’nin epsilon 4 aleline sahip olma AH riskini 2–10 kat artırır. Birinci derece akrabasında AH olanlarda (akrabasında AH olmayanlarla karşılaştırıldığında) görece risk 2.6 kat, 2 birinci derecede akrabasında AH olanlarda görece risk 7.6 kat artmaktadır. Stres ve depresyon bağımsız risk faktörleridir. Ayrıca düşük eğitim düzeyi, kronik alkolizm, kafa travması risk faktörleri olarak bildirilmiştir.
Damar sertliği (arterioskleroz) ile zihinsel işlevler arasında ilişki vardır. Diyabet, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, sigara, kanda homosistein yüksekliği, şişmanlık, beyin damar hastalığı gibi vasküler (damarsal) risk faktörleri demans ve AH için de risk faktörleridir. Finlandiya’da 2006 yılında yapılan bir çalışmada, 20 yıllık takip sonrası ileri yaş, erkek cinsiyeti, düşük eğitim düzeyi, hipertansiyon, şişmanlık (vücut kitle endeksinin yüksek olması), kanda kolesterol yüksekliği ve fiziksel aktivite yoksunluğu “orta yaş” demans riskleri olarak saptanmıştır. 2009 yılında ABD’de yapılan bir çalışmada da ileri yaş, zihinsel testlerde başarısızlık, zayıflık (vücut kitle endeksinin düşük olması), APOE epsilon 4 aleline sahip olma, MR’da beyaz cevher hastalığı ve beyin karıncıklarında genişleme bulguları, karotit atar damarlarında kireçlenme, “by-pass” ameliyatı geçirme, fiziksel performansta yavaşlama ve hiç alkol kullanmama’nın 70 yaşından büyüklerde demans riskini artırdığı kaydedilmiştir. İlginç bulgu, şişmanlık orta yaşlarda demans için risk faktörü iken, 70 yaşından sonra aksine zayıflığın risk faktörü olduğunun saptanmasıdır.
KORUNMA
1. Orta yaşlarda ortaya çıkan damar sertliği, inme, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, diyabet, kanda homosistein yüksekliği, obezite ve sigara gibi damarsal risk faktörleri, ileri yaşlarda bunama riskini artırır. Bu nedenle damarsal risk faktörlerinin orta yaşlarda belirlenmesi ve tedavisi Alzheimer Hastalığı riskini azaltabilecektir.
2. Alzheimer Hastalığı’nın korunması ve/veya önlenmesinde ilaç tedavilerine yönelik yapılan çalışmalarda elde edilen sonuçlar birbiriyle çelişkilidir. Bir zamanlar önerilen antioksidan vitaminlerle elde edilen sonuçlar bu grup içindedir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda hastalığın önlenmesinde C vitaminin etkisiz olduğu bulunurken, E vitamini de ümit vermemiştir.
3. 1990’ların ikinci yarısında yapılan epidemiyolojik çalışmalara dayanılarak menopoza giren kadınlarda östrojen yerine koyma tedavisinin Alzheimer Hastalığı’nın başlangıcını geciktirdiği ve hastalıktan koruduğu şeklindeki iddialar, son yıllarda yapılanan çalışmalarda desteklenmemiş, aksine östrojenin, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmadığı gibi, hafif ve orta dereceli Alzheimer Hastalığı olan kadınlarda zihinsel fonksiyonları düzeltmediği ve hastalıktaki kötü gidişi etkilemediği gösterilmiştir.
4. Romatoid artrit’li hastalarda daha az sıklıkta Alzheimer Hastalığı rastlanması gözlemine dayanarak, kortizon içermeyen anti-eflamatuvar ilaçların (romatizma ilaçları) Alzheimer Hastalığı’nın korunması ve tedavisi için yapılan çalışmalarda da bugün için kesin bir sonuca ulaşılamamıştır. Bu ilaçların etkisinin, hastalık başlamadan önce iki yıl süreyle devamlı alınmasıyla ortaya çıktığı ileri sürülmüştür.
5. Statin’lerin kolesterol yüksekliği tedavisinde kullanımı ile rastlantısal bir gözlem olarak, statin (kolesterol düşürücü ilaç) kullanan bireyler arasında Alzheimer Hastalığı sıklığının daha düşük olduğu fark edilmiştir. İzleyen yıllarda yapılan bazı çalışmalarda, uzun dönem statin kullanımının özellikle hafif-orta evre Alzheimer Hastalığı tedavisinde yararlı olduğu ve Alzheimer Hastalığı riskini azaltabildiğine dair bazı veriler elde edilmiştir. Diğer yandan kolesterol düzeylerinin ve kolesterol düşürücü ilaç kullanımının Alzheimer Hastalığı
riskiyle ilişkisi bulunmadığını bildiren yayınlar da mevcuttur.
6. Dünyanın çeşitli bölgelerinde yapılan çalışmalarda düşük düzeyli eğitimin Alzheimer Hastalığı için bir risk faktörü olduğu gösterilmiştir. Yüksek eğitimin Alzheimer Hastalığı’nın hastalık belirtilerine karşı kişileri koruduğu hipotezi ileri sürülmüştür. Eğitim, beyinde sağladığı yedek zihinsel kapasiteyle hastalığın başlangıcını birkaç sene geciktirebilmektedir. Yüksek eğitimliler de bunayabilmektedir ama düşük eğitimlilere göre hastalığın ortaya çıkması daha geç yaşlarda olmaktadır.
7. Son yıllarda zihinsel ve fiziksel aktivitelerin zihin sağlığı ve bunamadan korunma yönünden etkilerini araştıran birçok araştırma yapılmıştır. Bazı çalışmalarda, boş zamanları değerlendirme ve zihinsel aktivitelere katılım ile fiziksel egzersizlerin Alzheimer Hastalığı ve bunama riskini azalttığı veya başlangıcını geciktirebildiği gözlemlenmiştir.
8. Yalnız başına yaşamak, sosyal ilişkiler içinde bulunmamak, hem depresyon, hem demans riskini arttırmakta ve hem de ölüm yaşını öne almaktadır. Aksine, geniş sosyal ağ, duygusal ve entelektüel uyarılar
sağlayarak demansın başlangıcını geciktirebilir.
9. Depresyonun Alzheimer Hastalığı için bir risk faktörü olduğu, sıklıkla bu hastalarda Alzheimer Hastalığı geliştiği bildirilmiştir. Tedavi edilebilir bir hastalık olan depresyonun erken tanı ve tedavisi bu yönden önem taşır.
10. Kronik alkolizimin karaciğer, beyin ve periferik sinir sistemi yanında birçok organa zararlı etkisi olduğu kanıtlanmıştır. Kronik alkolizmin kendisi bunamaya yol açmaktadır. Diğer yandan son yıllarda yapılan çok fazla sayıda çalışmada ise, hafif veya orta miktarda içki içmenin kalp-damar hastalıkları yanında demans ve Alzheimer Hastalığı’nın önlenmesinde yararlı etkisi olduğu bildirilmiştir.
11. Diyetle alınan doymuş yağlar Alzheimer Hastalığı riskini arttırırken, doymamış yağların riski azalttığına dair bazı veriler mevcuttur. Haftada bir veya daha fazla balık yiyen kişilerde, daha az yiyenlere veya hiç yemeyenlere göre, Alzheimer Hastalığı riski daha az bulunmuştur. Akdeniz diyetini sık uygulayan kişilerde, Alzheimer Hastalığı ve zihinsel fonksiyonlardaki yıkım hızı riski daha az saptanmıştır. Bu risk azalması, diyette bulunan balık, meyve, sebze ve doymamış yağları fazla tüketme ile orta miktarda alkol alımına bağlanmıştır. Orta yaşlardan itibaren diyetin düzenlenmesi, fazla kilolardan kurtulma, ileri yaşlarda demans gelişmesi yönünden koruyucu olabilecektir.
Prof. Dr. Kaynak Selekler
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD
Türkiye Alzheimer Derneği